Kayıtlar

Yıllar sonra, Merhaba!

Resim
       Son yayınımdan sonra yaklaşık 4 sene geçmiş. O zamandan bu zamana çok şey değişti. O zamanlarda 3. sınıftaydım.      Stajlara gittim. İntörn oldum.  Mezun oldum. Sonrasında acile başladım. O sırada tus açıklandı. Aldığım puana göre ve isteklerime göre tercih listesi yaptım ve temel bilimlerde asistanlığa başladım. (4 seneyi bir cümlede anlattım. Kısa oldu gibi. Gerçi fazlası da kelime israfı olacak.) 4'ün 2'si pandemi diğer 2'si hayat mücadelesi. Biraz yakın dönemi anlatayım.     Acilden temel bilimlere giderken inanılmaz bir haz yaşamıştım gerçekten. Acil tecrübem travmatik değildi. Ancak ülkemiz standartlarında acil servis ilginç bir yer. İlk haftalar merak içinde geçti. Acil servisi tecrübe etmek başlarda ilgi çekiciydi. Ancak sonrasında nöbet öncesi stresi başladı. Acaba bu nöbet kiminle kavga edeğim? Kaç tane arrest gelecek? Sözlü şiddet, fiziksel şiddet? Gibi gibi birçok olumsuzluklar aklıma geliyordu. Bunun yanında nöbette kimlere faydam dokunacak kimin acısın

Üniversitede Kalacak Yer

           Üniversitede kalacak yer konusunda birçok seçenek vardır. Üniversiteniz ailenizin bulunduğu kentteyse ailenizle kalabilirsiniz. Bu konudan bir önceki yazılarımda bahsetmiştim. Bu yazımda ailesinden uzakta üniversite okuyacakların önündeki barınma seçeneklerinden bahsedelim.                      Yurt, öğrenci evi ve akraba yanı benim aklıma gelen seçenekler. Bu üç seçeneği de bizzat lise ve üniversite hayatımda yaşadığım ve yaşamakta olduğum için genel olarak duruma hakim olduğumu düşünüyorum. En baştan söyleyeyim her bir seçenek kendi içerisinde de seçeneklere ayrılır. Örneğin yurtta 8 kişilik odada kalmak, 4 kişilik odada kalmak, tek kişilik odada kalmak çok farklı tecrübelerdir ve hepsini bir torbada değerlendirmek, objektif bir yargı ortaya koymak zordur. Çünkü herkesin karakteri farklıdır. Örneğin ben kalabalıktan hoşlanmam ve 8 kişilik oda benim için gerçekten bir krizdi. Odaya çok nadir uğrardım.Üzerimde yoğun bir ders yükü olduğundan ve odada 8 kişinin içinde çalışm

Process, Prognosis, Diagnosis Sözcüklerinin Etimolojisi

Resim
(n) Process: Süreç, İlerleme, Gidişat, Yöntem (v) Process: İşlemek, Yönlendirmek Procession: Alay, Kafile (Fransızca) Procedure: İşlem, Muamele, Yöntem, Prosedür "Process" kelimesinin kökeni latinceye dayanmaktadır. Cedere latincede gitmek anlamına gelir. Başına "Pro-" eki eklenince oluşan "Procedere" sözcüğü "devam etmek" anlamına gelir. "Processus" sözcüğü ise latincede "devam eden, süregelen şey" demektir. Bu kelime Fransızcaya "Proces" olarak "Süreç" anlamında geçmiştir. Fransızcadan da İngilizceye "Process" olarak aktarılmıştır.  prəʊsɛs şeklinde telaffuz edilir.  "Process" sözcüğü özellikle tıpta "süreç, gidişat" anlamında kullanılır. Çoğu zaman Latince proses şeklinde telaffuz edilirken bazen Arnavutça telaffuz olan proçes şeklinde de telaffuz edilir. Örnek cümle:   Cellular respiration  is  the process  of oxidizing food molecules,   like glucose, to car

Üniversite Aile Yanında mı Okunmalı

        81 ilimizde artık üniversite var. Dolayısıyla yeterli puan alabildiğiniz taktirde istediğiniz şehirde okuyabiliyorsunuz. Ama muhakkak ki Bayburt'ta okumak ile İzmir'de okumak arasında dağlar kadar fark vardır. Çoğu insan kazanabildiği takdirde İzmir'i seçer. Hem eğitim olanakları açısından, ki bu bence esas kriter olmalıdır, hem de şehrin büyüklüğü ve sosyal imkanlar açısından. Fakat ben bunun tam tersi tercihte bulunanlarla da karşılaştım. Sebep: Aile faktörü. Ankara gayet kaliteli Türkiye'nin en iyi okullarından birini kazanabiliyorken aileden uzakta okumamak için kendi memleketinde orta seviyede bir okul tercih etmişti bir arkadaşım.               Bizim kültürümüzde aile çok önemli bir değerdir. İyi ki öyledir. Ancak bazen kronikleşebiliyor. Ailelerdeki çocuk sayısının azalmasıyla aileye bağlılık had safhaya çıkıyor hatta çocuklar aileden bağımsız hareket edemez hale geliyor. Psikolog filan değilim ama benim gözlemim bu. Tabi ki doğru bir şey değil. Her bir

İstanbul vs Ankara

Hemen şuraya temel özellikleri yazayım: 1.İstanbul:  Şöyle bir övelim: Yüzyılların başkentidir, imkanı çoktur, denizi bir başkadır, tarihi eserler her yerdedir, en zenginler en bilgililer en güzeller en iyi oyuncular en iyi şarkılar İstanbul'dadır, daima gezecek bir yer, gidecek bir konser veya bir bilimsel toplantı bulabilirsiniz.  Kısacası İstanbul'da ne ararsanız vardır. Bir de gömelim: Kalabalıktır. Trafiği hayattan soğutur. Normalde 20 dk'da gideceğiniz yolu trafiğe kalırsanız 90 dk'ya gidersiniz, hele bir de toplu taşımayla gidiyorsanız vay halinize ayakta telef olursunuz valla. Her tür insan vardır. Velisi de boldur delisi de. Ev kiraları pahalıdır.  2.Ankara:  Övelim: Düzenlidir, kalabalık insanı boğmaz, ulaşım iyidir, her yer avm kaynar hafta sonları değerlendirilebilir, aynı zamanda bol miktarda kafe barındırır genelde geç saatlere kadar açıktır, gençlik parkı filan var sevgiliyle gidilebilir, memur ve öğrenci şehrin büyük kısmını oluş

Çapa ve Cerrahpaşa taşınıyor mu??

Resim
       Size ortalama 15 yıldır dönen bir muhabbetten bahsedeceğim. Artık biraz daha netlik kazanan bir mesele. Tabi ki her tercih döneminde öğrencilerde oluşan soru işaretlerinden biri.        Meselenin en başından başlayayım. Arkadaşlar Cerrahpaşa ve Çapa bildiğiniz üzere İstanbul Üniversitesine bağlı çok köklü iki tıp fakültemiz. Tabi ki binaları da oldukça köklü, pardon eski. Binalar bildiğiniz dökülüyor. İnternette ufak bir araştırmayla bile bir sürü haber gözüme çarptı. Mesela:   Yapı.com             Radikal           Sözcü Binaların kötü durumu hizmetleri elbette kötü etkiliyor. Fakat halen Çapa ve Cerrahpaşa popülaritesini koruyor. İçerisindeki doktor kadrosu halen iyi. En iyi hizmeti vermeye çalışıyorlar. İki fakülte içinde çok söylenti dolandı. Avcılara taşınacağı söylendi vs. vs.. Ancak şu an artık iki fakültenin de geleceği yavaş yavaş belli oldu, oluyor.        Öncelikle Cerrahpaşayla başlayalım. Cerrahpaşa İstanbul Fatihte denize nazır, oldukça hoş ve ferah bir aland

Tıp Fakültesi Rehberi

Resim
             Tıp fakültesi en popüler fakültelerdendir. Birçok kişi bu fakültenin hayalini kurar. Fakülteye girmek kolay değildir. Üniversite sınavından oldukça iyi bir puan almak gerekiyor. Günümüzde çoğu ilimizde tıp fakültesi olmasına ve kontenjanların yüksek olmasına rağmen halen tıp puanları çok yüksek. Şu an tıp kazanabilen 15 bin öğrenciden 11 bini tıp fakültesi seçiyor. Öncelikle hangi mesleği yapmak istediğinize karar vermeniz gerekiyor. Bu bambaşka bir konu, bu yazıda doktorluk yapmaya karar vermiş öğrenciler için fakültelerden bahsedeceğim.                                 Tıpta üniversitenin isim olarak pek önemi yoktur. Bir mühendis için okuduğu üniversite işe girerken büyük bir koz olmasına rağmen tıpta böyle bir durum söz konusu değildir. Tabi ki burada Van'daki tıp ile Ankara Hacettepeyi bir tutmuyorum. Ancak şunu da söylemek gerekir ki meslekte size çoğu zaman üniversitenizi sormazlar. Bir özel hastane sizin tanınmışlığınıza, hünerlerinize, yapabildiğiniz oper