Yıllar sonra, Merhaba!

     Son yayınımdan sonra yaklaşık 4 sene geçmiş. O zamandan bu zamana çok şey değişti. O zamanlarda 3. sınıftaydım. 

    Stajlara gittim. İntörn oldum. Mezun oldum. Sonrasında acile başladım. O sırada tus açıklandı. Aldığım puana göre ve isteklerime göre tercih listesi yaptım ve temel bilimlerde asistanlığa başladım. (4 seneyi bir cümlede anlattım. Kısa oldu gibi. Gerçi fazlası da kelime israfı olacak.) 4'ün 2'si pandemi diğer 2'si hayat mücadelesi. Biraz yakın dönemi anlatayım.

    Acilden temel bilimlere giderken inanılmaz bir haz yaşamıştım gerçekten. Acil tecrübem travmatik değildi. Ancak ülkemiz standartlarında acil servis ilginç bir yer. İlk haftalar merak içinde geçti. Acil servisi tecrübe etmek başlarda ilgi çekiciydi. Ancak sonrasında nöbet öncesi stresi başladı. Acaba bu nöbet kiminle kavga edeğim? Kaç tane arrest gelecek? Sözlü şiddet, fiziksel şiddet? Gibi gibi birçok olumsuzluklar aklıma geliyordu. Bunun yanında nöbette kimlere faydam dokunacak kimin acısını hafifleteceğim gibi sorular arka planda kalıyordu. Halbuki ilk MI(myokard infarktüsü) vakamı sevkettiğimde çok mutlu olmuştum. Sonrasında takip ettiğim kadarıyla hasta tamamen iyileşmişti. 

    Şu sıralar ise üniversitemde temel bilimler asistanı olarak görev yapıyorum. Dinlendiğimi hissediyorum. Huzurlu bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Ama benim için uygun bir bölüm mü buna emin değilim henüz. Ne istiyorum buna da pek emin değilim. Birçok soru işareti mevcut aklımda.

    Bu yazı bilgi vermekten çok iç dökme gibi oldu. Ancak geçtiğimiz 4 seneye baktığımda hayatta kalabildiğime şükretmem gerektiğini düşünüyorum. 2020 Mart ayında başlayan pandemi sonrasındaki ekonomik çöküş... Henüz ismi koyulmasa da dünya genelinde ciddi ekonomik sıkıntılar yaşanıyor. Bize yansıması tabi çok daha ciddi. Doktorların maddi durumu da son 10 yılda ciddi kayba uğradı. Kendi adıma konuşmak gerekirse branşımda kendimi geliştirmek yerine başka gelir kaynakları arıyorum. Henüz kayda değer bir kazanım elde edemedim.

    "İnsan 16 yaşındayken dünyayı değiştireceğini düşünür. 18 olduğunda düşünceleri sert bir kayaya çarpar. 20 yaşına geldiğinde hiçbir şey değiştiremeyeceğini anlar. 25 yaşında dünyanın onu değiştirdiğini fark eder. Ve insan 25 yaşında ölür, 75 yaşında gömülür." Tarkovski



Mr. Nobody filminden bir sahne herkese izlemesini tavsiye ederim.

   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çapa ve Cerrahpaşa taşınıyor mu??

İstanbul vs Ankara

Process, Prognosis, Diagnosis Sözcüklerinin Etimolojisi